Zorla Türk olamaktan kurtulduk.! “AKP ist.İl Başkanı- Aziz Babuşçu”
90 yıllık reklam arası sona erdi.! “AKP Balıkesir Milletvekili- Tülay Babuşçu.”
Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık.! “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan”
Sn.Abdullah Öcalan’la ……….. ! “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan”
Askerlik yan gelip yatma yeri değildir.! “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan”
Bu generallerle iyi ki savaşa girmemişiz. ! “Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç”
Bunlar üç koyunu güdemez.! “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan”
Teröristlerle görüşen şerefsizdir.! İspatlasınlar……! “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan”
Sizlerin pisliklerini temizliyoruz..! (DSP-ANAP-MHP ye) “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan”
Son 13 yıldır ülkemizi yönetmekte olan AKP yöneticileri,milletvekilleri ve İl başkanlarının söylemlerinden sadece birkaç cümleyi sizlerle paylaştım. Yukarıdaki sözlerin yüzlerce benzerini bulmak,sayfalar dolusu yazmak mümkün.
Amacım artık kanıksanmış,bıkılmış,hatta nefret edilmiş bu tür söylemleri tekrarlayarak,yeniden yeniden sinir bozmak değil.Amaç böyle bir usluba ve söylem birlikteliğine vurgu yapmaktır.Bu uslup,yıllardır bilinçli bir şekilde tercih edilmiştir.Susturmak,küçük düşürmek,aşağılamak,değersizleştirmek bu üslup sahiplerinin bilerek ve isteyerek kullandığı bir üsluptur. Toplumun her kesimi ve adı duyulmuş şahsiyetleri,bu üsluptan nasibini almıştır.
Nasibini alanlar arasında, piyango dan en çok faydalananlardan biri de MHP genel başkanı Sn.Devlet Bahçeli dir..Benim hatırlayabildiğim en ağır cümleler kendisi için kullanılmıştır.Siyasette bu lafların yenilip yutulacak cinsten olmayan,asla kullanılacak laflar olmaması gerekirken,ne yazık ki söyleyenin yüz kızarmadığı gibi, söylenilenin de hiç yüzü kızarmamıştır.Sn.Bahçeli bu cümleleri veya benzerlerini hiç duymamış gibi, 2015 milletvekili genel seçim sonuçlarını hiç dikkate almadan,Meclis Başkanlığını AKP ye teslim etmiştir.13 yıldır,nasıl becerildiği şüpheli bazı seçim sonuçları ile tüm devlet mekanizmasının belli bir amaca yönelik olarak, AKP tarafından ele geçirilmiş olması kendilerini hiç te enterese etmemiştir.
Laiklik,çağdaş bilisel eğitim,modern giyim ve yaşam tarzı,çağdaş üniversite,çağdaş hukuk sistemi,hak ve özgürlükler,basın yayın özgürlüğü,temel insan hakları gibi kavramlar ve Atatürk’çülüğün temel kavramlarının ayaklar altına alınması gibi olumsuz yönetim uygulamaları asla dikkate alınmamıştır.Nerede duracağı belli olmayan ilkel yönetim sistemine,dur diyebilme,hesap sorabilme şansı yakalanmışken,bu fırsat adı geçenler tarafından ellerinin tersiyle itilmiştir.Bize göre meclis, denetim yapma görevinden feragat etmiş,Atatürk’çü cumhuriyet yanlılarının ve çağdaş devrimlerden yana olanların söz sahibi olabilme fırsatını yok etmiştir.
Bu gerçekler ışığın da, bana göre devletin bahçesi vıcık vıcık çamurdur. Umarım artık temiz ellerle ve temiz vicdanla bu çamura bulaşılmaz.Halkımız birilerini %52 den %41 nasıl düşürdüyse,baraj altına düşmeye layık olanlar içinde gereğini yapacaktır….
**********************
Bu gün 2 TEMMUZ. Din adına insanlıktan çıkarılmış insancıkların, diri diri İNSAN yaktığı lanetli günün yıl dönümü.Tam 22 yıl oldu.Çok şey yazıldı,çizildi. Bu yazıların hiç birinde NEFRET söylemi yoktu.Sizde yakın,sizde kafalarını kesin,sizde vurun,sizde karşılık olarak öldürün diyen olmadı…..Biliyorum ki bu sukunet ve asalet o insanların ruhsal temizliğinden,insanlığa olan inançlarından kaynaklanmaktadır..Bu asalet,yaratılanı yaratan dan dolayı sevme yükümlülüğünden kaynaklanmaktadır.Onlar sevmeyi, inanmanın temeli olarak sayarlar.Tüm canlıları,tüm kainatı severler.
Onlara göre,kadın anadır,eştir,evlattır,sevgilidir.
Onlara göre,kadın erkek eşittir.Biri olmadan diğeri olmaz derler.Birisinin geriye iteklenmesine asla izin vermezler.
Onlara göre,erkek eştir,evin direğidir,çocukların babası,erdem ve onur un timsali,sevginin merkezidir.Her şey onların kanatlarının altında korunup kollanır.
Sonsuz bir bağlılık ve inanç vardır bu insanların her türlü ilişkisinde.
Böyle bir inanç sistemine sahip bu insanlar,yüzyıllar boyunca horlanmış,ötekileştirilmiş,itilmiş kakılmış olmalarına rağmen,daima topraklarına ve adalete bağlı kalmışlardır. Büyüğü sever küçüğü korur ve kollarlar,yetişmesine olgunlaşmasına önderlik ederler.
Kısaca anlattığım bu insanlara,kızılbaş, bektaşi ve alevi derler.
Tarihte çok örneği vardır ki,hemen herkes bilmektedir.Kılıçtan geçirilirler,dar ağaçlarında asılırlar,kuyulara atılırlar,balta-pala-kılıçla kesilirler,tüfek ve tabanca ile öldürülürler,madımak ta yakılırlar ama inançlarından ve sevgilerinden asla vazgeçmezler…..
Aziz Nesin e sormuşlar; sana ne sen neden karışıyorsun,sen alevimisin diye, o da der ki; sen insan değilsin ki sana ne anlatayım.
Bende bu yazıyı sadece insan olanlar için yazdım.Yananların Ruhları Şad olsun.Yakanlar için ne söylesem dilim varmıyor,onlar da insan mı ki….?
News
