Ertuğrul Gazi, 1188 yılında doğmuştur. Babası (Süleyman Şah) Gündüzalp, annesi Hayme Hatun’dur. Oğuzların Bozok kolunun Kayı boyuna mensuptur. Osmanlı Devleti’nin kurucusu olan Osman Bey’in babasıdır. Sungur Tekin, Gündoğdu ve Dündar adlarında 3 kardeşi vardı.
9. asırda Ertuğrul Gazi’nin ataları, yaklaşık 50 bin veya 70 bin hane olmak üzere diğer Oğuz boyları ile beraber Moğol istilasının da etkisiyle Buhara ve Semerkant (Özbekistan) üzerinden Ceyhun nehrini (Amuderya’yı) geçerek Horasan (Türkmenistan) bölgesinin Merv /Mohan şehrine yerleştiler.
11. asırın ikinci yarısında Selçuklular’la beraber Azerbaycan üzerinden Doğu Anadolu’ya Van Gölü’nün batısında yer alan Ahlat’a ulaştılar. Süleyman Şah, aşiretiyle beraber 25 Şubat 1221 tarihinde Ahlat’tan kalkarak Erzincan taraflarına doğru yola çıktı. Amasya’da birkaç gün kalarak bu bölgede bulunan Gürcüler ve Trabzon Rum İmparatorluğu’na karşı savaştı. Fakat bu ülkede büyük bir mera bulamadı.
O sıralarda Halep’te bulunan Eyyubî Devleti şubelerinden bir hükümdar, Haçlılarla çarpışmak üzere Süleyman Şah’ı Halep’e davet etti. Süleyman Şah, bütün ağırlıklarıyla ve oymaklarıyla beraber Amasya’dan yola çıktı. Elbistan taraflarından ilerliyordu. Nihayet önlerine Halep yakınlarında Fırat Nehri çıktı. Bu nehrin geçitlerini bilmiyorlardı. Süleyman Şah atını Fırat Nehrinin akarsularına sürdü. Fakat atı bu coşkun suyun akıntısına kapıldı. Süleyman Şah da ayağını üzengiden kurtaramadı. Sular atı ve Süleyman Şah’ı alıp gitti. Birkaç defa atıyla batıp çıktıysa da onu kurtaramadılar. Süleyman Şah, 1227 yılında 60 yaşında Fırat nehrini geçerken boğularak öldü.
Süleyman Şah’ın Sungur Tekin, Gündoğdu, Dündar Bey ve Ertuğrul Bey adında dört oğlu vardı. Sungur Tekin ve Gündoğdu, kabileleriyle birlikte eski yurtlarına Horasan’a döndü. Ertuğrul Gazi, annesi Hayme Ana ve küçük kardeşi Dündar’ın bulunduğu aşiret ise 444 çadırlık aile efradıyla beraber yeni bir yurt aramak için Pasin ovası ile Sürmeliçukur yöresine gittiler. Bir müddet sonra da batıya doğru hareket ettiler ve Ankara’ya gelerek Karacadağ’a yerleştiler. Bir rivayete göre; bu yolculuk sırasında Erzurum-Sivas arasında yer alan Yassı Çimen’de Selçuklular ve Harezmşahlar arasındaki savaşta Ertuğrul Gazi idaresindeki Kayıhanlılar Selçuklu safında yer almışlar ve Harezmşahlar’ın yenilmesini sağlamışlardır.
Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubat, Ertuğrul Gazi idaresindeki Kayıhanlıları bu savaşlardaki hizmetlerinin karşılığında ödüllendirdi ve Ankara’nın batısındaki Karacadağ’ı kışlak-yaylak olarak verdi. Bu müjdeli haber Kayıhanlılar Kayseri’de bulunurken, Selçuklu başkenti Konya’ya gönderilen Ertuğrul Gazi’nin oğlu Saru Batu Savcı Bey tarafından getirildi. Ertuğrul Gazi’nin Anadolu’daki ilk konak yeri Karacadağ’dır.
Ertuğrul Gazi Karacadağ’a yerleşince, Ankara ve Eskişehir arasındaki bölgede Bizanslılara karşı savaşlar verdi. İnegöl ve Yenişehir’e akın düzenledi. Ertuğrul Gazi bu akında öncü kuvvetlerin komutanı olarak Selçuklu hizmetindeydi. Ermeni derbendi’nde Bizans ordusu ağır bir yenilgiye uğratıldı. Bu zafer sonrası Sultan, Ertuğrul Gazi’yi taltif ederek Eskişehir (Sultanönü) ve çevresini dirlik olarak verdi.
Karacahisar ve Söğüt fethedildi. Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubat, Domaniç, Söğüt ve çevresini kendisine yurt/mülk olarak verdi. Yazları Domaniç yaylalarında, kışları Söğüt’te geçiren Ertuğrul Gazi, Selçuklu Devleti’nin kuzey-batı uç sınırlarını en iyi şekilde koruyup, asayişi temin etti. Ertuğrul Gazi, komşu Bizans tekfurlarına karşı kazandığı zaferlerden dolayı “Gazi” ünvanı aldı.
Selçuklu Devleti’nin Moğolların idaresi altına girdiği bir zamanda Anadolu’daki Türk Beylikleri Selçuklu’dan ayrılırken, Ertuğrul Gazi vefakârlık göstermiş ve Selçuklular’a bağlı bir uç beyi olarak faaliyetlerini sürdürmüştür. Ertuğrul Gazi’nin bu vefakârlığının neticesinde Anadolu’nun dört bir tarafından gelen gazilerin, dervişlerin, âlimlerin, diğer yörelerdeki Türkmenlerin onun sancağı altında toplanmasına sebep olmuştur.
Ertuğrul Gazi, yöneticiliği döneminde aşiretinin nüfusunun az olmasından dolayı barış merkezli, tedbirli ve ihtiyatlı bir siyaset izledi. Çevresinde bulunan Türkmen beylikleri ve Bizans (İnegöl-Karacahisar-Bilecik) tekfurlarıyla daima iyi geçinip onların durumlarını ve siyasi şartları gayet iyi değerlendirerek başında bulunduğu aşiretini ve idaresi altında yaşayanları sulh ve sükûn içinde yaşattı.
Ertuğrul Gazi, oğlu Osman Bey’e küçük bir beylik, tecrübeli kumandanlar, iyi bir nam ve fethe müsait bir zemin bırakmıştır.
Ertuğrul Gazi, Halime Hatun ile evlendi. Gazi Sarı-Batı Savcı Bey (vefâtı: 1288), Gündüz Alp (vefâtı: 1306), ve Osman Bey (1258-1326) adlarında üç oğlu oldu.
Ertuğrul Gazi, 1281 yılında Bilecik, Sögüt ilçesinde vefat etmiştir. Sögüt ilçesi’nde her yıl Ertuğrul Gazi’yi anma törenleri yapılmaktadır.
Oğlu Osman Gazi´ye yaptığı vasiyeti ile altı asır boyunca ayakta kalacak olan bir devletin idarecilik ruhunun temellerini atmıştır.
YAZARLAR
13 Aralık 2024YAZARLAR
13 Aralık 2024GÜNDEM
13 Aralık 2024GÜNDEM
13 Aralık 2024EKONOMİ
13 Aralık 2024GÜNDEM
13 Aralık 2024GÜNDEM
13 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.